29 Eylül 2015 Salı

Veda


Gece yattığım yerden, aynanın karşısında buldum kendimi. Rüyamda ne gördüğümü bilmiyorum. 

Ruhum ve bedenimin birbirinden ayrılmasına tanık oldum. Gözlerimin içine baka baka beni terk etti. Dondum kaldım öylece. Felç geçirmiş ağzım, yamulmuş sağ kulağıma doğru. Ruhsuz bir bedenim var şimdi, her biri bir yere bakan. Ölüm değil bu biliyorum, katlanamıyorlardı birbirlerine nicedir. 

Soğuk bir duşa ihtiyacı olmalı. Koynuna gireceği bir babaya. Dualarını fısıldayıp yamulmuş her yanına derman olacak bir babaya. Ya da bir sigara bassa biri canıma, kendime getirse. Ruhum gelir belki geriye. 

Aynanın karşısındayım. Karanlık oda. Gözlerim büyümüş gitgide. Sevdiğim adam arabesk bir şarkı mırıldanıyor uykusunda. Derimin altına sakladığım hastalıklı cam parçalarını çıkarmanın zamanı geldi mi acaba? Nefesi kuvvetli bir inanan bulup, kendimi okutsam bakteri dolmuş uykulu ağzıyla. 

Ne büyük bir çaresizlik var aynada. Otuz yılı almış bir düşmanlık var et ile ruh arasında. Korkarım bir kazanan olmayacak bu savaşta. Ruh almış başını gitmiş çoktan, anne karnında bir solucana. Değerini bilecektir solucan, beynini delirtmezse sonunda. 

Hadi gel ruhum az kaldı sabaha. Biliyorum yapamazsın gündüz başkalarıyla. Gece oldu mu yine girersin istediğin cana. Öldüğümüzde ikimiz de buluşacağız babamla.  

27.09.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder